Bilinmeyen kelime için bir öneri ve mesleki laflar

Geçen akşam yan yana yatıyoruz Duru’yla. Aklına bir kelime gelmiş, bir çizgi filmden duymuş, fakat yanlış anlamış olmalı ki kelimeyi ben anlayamadım. Bana anlamını sordu. Ben de bilmediğimi söyledim. Şöyle dedi: “Şimdi sen yarın işe git, iş bilgisayarını aç. İnternete o kelimeyi yaz, öğrenip bana söyle tamam mı:)” Cevap veremedim, sadece güzel bir fikir olduğunu… Okumaya devam et Bilinmeyen kelime için bir öneri ve mesleki laflar

Dedenin doğum gününü kutladık

Büyük dedemiz bir yaşını daha bitirdi, sanıyorum 88 bitti, maşallah diyorum 88 bin kere:) Değişiklik olsun diye dışarda kutladık doğum gününü. Güzel bir yemekti. Duru da bol bol yedi. Hediyelerimizi verdik, Duru verdi bizim hediyemizi. Güzel, duygusal anlar yaşadık. Pasta kestik, nefisti gerçekten… Bir doğum günü daha bitti. Nice yaşları olsun hep birlikte…  

Ali Deniz 2 yaşında!

Artık o minik bir adam, yürüyor, konuşuyor, sinirleniyor, gözleriyle, mimikleriyle, el kol hareketleriyle çok şey anlatıyor, anlıyor Ali Deniz… 24 Şubat pazar doğum günü vardı minik adamın. Çok güzel, çok yakışıklıydı o gün:) Bayılıyorum onun gülüşüne, konuşmalarına. Azıcık geldi kucağıma, sarıldı, sırtımı sıvazladı, ben de öptüm fırsattan istifade… Pasta kesilirken bebeler pek bir sabırsızlandı. Pastanın… Okumaya devam et Ali Deniz 2 yaşında!

3,5 yılın özeti: Ayakkabı stoğu

Miniminnacık ayaklardan (hoş doğduğunda da yaşıtlarına göre uzun ayakları vardı Duru’nun) bugün 27-28 numaraya kadar gelen ayakların öyküsü bu… Arada atladıklarım mutlaka var. Hepsini de çok sevdim, beğenerek giydirdim. Bazıları evde, bazıları sokaklarda taşıdı Duru’yu… En son durumsa bu. Minik patik Ayşegül’ün hediyesi idi, yaklaşık 5-6 aylıktan sonra giydi. Yağmur çizmesi ise 28 numara… Çoğunu… Okumaya devam et 3,5 yılın özeti: Ayakkabı stoğu

Deha’da bu kez bizler vardık

Duru’nun okulundaydık geçtiğimiz hafta cumartesi. Bu kez sandalyelerde minikler değil biz büyükler oturduk. Amaç, hem velilerin kaynaşması hem de derslerin nasıl işlendiğinin bire bir bizlere gösterilmesiydi. Her branş öğretmeni geldi. Bizler sanki çocuklarmışız gibi onlara ne yapılıyorsa bize de aynısı yapıldı. Müzik dersinde Orff metodu uygulaması vardı. Leo Delibes’nin “Sylvia”sında, kağıt bardaktan yapılmış lastikten telli… Okumaya devam et Deha’da bu kez bizler vardık