Kurabiye denemeleri

Duru büyüdükçe aktivite bulmakta zorlanıyorum. Hem daha çok şeyden anlıyor, daha çok şey yapabilme özgürlüğüne sahip olabiliyor insan fakat değişik şeyler bulmak gerekiyor her seferinde, bu da biraz sıkıntı yaratıyor tabii.

Her akşam eve “Bu akşam ne yapsak acaba” fikriyle dönüyorum.

Geçen akşam börek yaparken o da kaşıkla alıp börek içi koymuştu yufkaya, hem de pek keyif aldı. Onun elinin değdiğinden midir nedir pek lezzetli oldu, ilk kez evde börek uzun süre kalmadan bitirildi:)

Bundan cesaret alan ben dün akşamki faaliyet konumuzu “kurabiye yapımı” olarak belirledim.

Ama önce Duru’yu ikna edip banyo yaptırmam gerekiyordu.

Neyse bizim sokağa girince baktım annemle ikisi camdalar, beni bekliyorlar. Taaa uzaktan, kapalı camın arkasından duydum Duru’nun sesini, “Yaşasıın annem” diye bağırıyordu, adımlarım sıklaştı otomatikman:) Çok tarifsiz bir duygu gerçekten…

Eve çıktığımda hemen torbalara bakar, “sürpriz var mı?” diye sorar. Ben de Migros’a uğrayıp biraz alışveriş yapmıştım. Ona da dergi aldım “Meraklı Minik”, keyifli bir dergi… Görünce sevindi.

“Önce banyo yapalım, sonra yemek yiyip istersen dergiye bakarız istersen kurabiye yaparız” dedim. Hiç istemiyor banyoyu, böyle küçük teşvik kıtırları atmak gerekiyor. Tam girerken karnım aç dedi, ağladı, sokamadım banyoya. Önce makarna sonra bisküvi yedi, “hadi” dedim, “Son” dedi bir bisküviyi daha götürdü:) İkna etmek zor oldu, öyle böyle zorla girdi banyoya. O suyu kapatıyor ben açıyorum, gülmekten katılıyor bu arada. Zor koşullarda banyosunu tamamlamayı başardım:)

Yemekten sonra ortalığı toplarken ben, o da Meraklı Minik dergisinin kartlarıyla uğraşıyordu.

Bu arada kurabiyenin hamurunu yoğurdum.

Neyse, geldi sandalyesine oturdu. Önüne bir tabak biraz da hamur koydum.

Öyle iyi yakışıyor ki eline zannedersiniz büyümüş de küçülmüş.

Hamur biraz daha sert, kalıp çıkarmaya uygun olsa şeklini falan yamultmadan yapıp tepsiye koyacak hani.

Hmmm, ne kadar da ciddi…

En çok dinozor şekilli kurabiyelerden yaptı:) Aydede şekilliler Duru’un elinde birer dinozora dönüştü:)

Arada “Babam yesin” deyip bir tane de minicik yuvarladı eliyle.

Eller vıcık tabii…

Temizlik faslından sonra beklemeye başladık pişmesini. Kurabiyeler dombili bir şey oldu. Bir süre öylece seyretti kurabiyelerin pişmesini, içeri gitmek istemedi. “Bak şu tombiklere ne güzeller” deyip durdu:)

İlk pişenlerden verdim, oturdu yedi bir güzel…

Yiyor...

“Hmmm” diye beğenme sesi çıkarmayı da ihmal etmedi. Kendi eli değdi ya:)

Beğeniyor...

Bu arada pijamasına dikkat etmemişim, olayla pek alakalı gözüküyor:) Hmmm yummyy:)

Sonra uyumaya gittik içeri.

Gittiğimizde, aklı yarım bıraktığı yıldız kurabiyesindeydi.

“Kurabiyem orda kalacak” gibi bir şey söyledi, yani sabah kalktığında onu orada görmek istiyormuş.

Oysa annem çoktan midesine indirmişti bile:)

Evet, anladım ki yavaştan kek-börek-pasta imalatlarına başlayabiliriz kızımla…

 

 

 

Yorum Gönderin

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir