Duru’nun bir ara kitapla hiç alakası kalmamıştı. Kitap okumayı reddediyor, okumak istediğimizde de sayfaları hızlı hızlı çevirip sıkılarak başka bir şey yapmak istiyordu.
Ta ki Tübitak Yayınları’ndan çıkan Dinozor kitabını alana kadar. Bu kitabı çok sevdi Duru. Dinozor Müzesi’ne gittikten sonra bu aşkı on kat arttı. Böyle olunca da yine Tübitak’ın başka bir kitabını daha aldım: Dinozorlar
Bu iki kitap Duru’nun kitabı yeniden sevmesini sağladı. Bu sefer de bu ikisinden başka kitap okutmaz oldu:(
Şu an Dinozorlar kitabının içindeki bütün dinozor türlerini ve özelliklerini biliyor, T-Rex’in 50 dişi varmış, Brachiosaurus 15 filden daha ağırmış gibi. Sayesinde biz de öğrendik bu soyu tükenmiş canlıları.
Duru’ya kitap okuma aşkı gelince son 10 gündür akşam uykusundan önce kitap okuma alışkanlığı da beraberinde geldi. Artık yatmadan önce kitap okuyoruz. 5, 10 kaç tekrar bilmiyorum ama ses tellerimin yorulduğunu sesimin çatallaşmasından anlıyorum:) Bu güzel alışkanlık için seviniyorum.
Bazen kitap okurken uyuyor bazen de ben okudukça cin gibi beni dinliyor. En sonunda kitap okumayı bırakıp ninni ve şarkı faslına geçiyoruz. O da olmazsa artık uyuması gerektiğini, çok geç olduğunu hatırlatıyorum, kızıyorum da azıcık ama başka türlü olmuyor:(
Geçen akşam da Meraklı Minik dergisinin tiyatro sayısını okuduk birlikte. 2 sayfayı kuliste neler vardır gibi bir konuya ayırmışlar. Nasıl ilgilendi anlatamam. Kaç tekrar anlattığımı unuttum şimdi, en az 5’tir ama.
Böyle yeni yeni şeyler gelişiyor. Şimdilik vurma alışkanlığından vazgeçti, daha sakin. Sabah ağlamaları da bitti. Beni “bay bay anne” diyerek uğurluyor yine eskisi gibi…