Duru: Dede, sana bir iyi, bir de kötü haberim var…
Dede: Neymiş yavrum?
Duru: Önce ağladım, sonra sustum…
Dede: :))
Okul hâlâ sorun. Sorunu büyütmeyeyim çabuk geçer diyorum yine olmuyor. Pazartesi kusmuştu, dün resmen dil cambazlığı yaparak gönderttim okula. Kesinlikle gitmek istemiyorum diye ağlamış. Zavallı annemin de doğal olarak morali bozuluyor, yine kusar gibi olmuş, yemek bile yedirmemiş. Ben aradım, Duru’yla konuştum. “Tuba öğretmen sana dinozor hazırlamış, onları gösterecekmiş fakat sen gitmeyince üzülmüş, bugün bekliyor” dedim. Dinozor kelimesi anahtar bizim için, onu duyunca gitti. Kapıdan ağlayarak alıyorlarmış içeri:( Annemde moral sıfır tabii. Ben iki gün yaşadım onu, çok zor, biliyorum. Gün içinde çok iyiymiş, zaten 1 dakika sonra susuyor diyor annem…
Okul başladığından beri sabahları beni de bırakmıyor, ağlıyor, kucağıma yatıyor… Ne yapacağımı nasıl davranacağımı bilemiyorum. Hakikaten bu kadar zor olacağını tahmin etmemiştim. Tüm zorluğu annemde fakat işteyken de o kadar zor oluyor ki… Kafam sürekli orada, acaba mutlu mu, ağladı mı, stresli mi, sıkılıyor mu… Zorla göndermekle iyi bir şey yapmıyor muyum acaba. Evde de yazıktır, bugün Tuba öğretmenle de konuştum, o da aynı şeyi düşünüyor. Sınıfta o kadar iyi ki diyor. Duru ağlayarak acaba beni-bizi mi kullanıyor yoksa hakikaten nefret mi ediyor orada olma halinden…
Çok zordayım a dostlar…