Duru 1 Kasım akşamı ilk kez kendisi, tabaktan, kaşıkla, bizzat yemeğini yedi:)
Pazar akşamı Duru babaannesinde yemekteydi. Mama sandalyesine oturttuk, tablasını takmadan masaya yanaştırdık. Önünde tabakla falan güzel güzel oyalanmıştı. Bu benim dikkatimden kaçmadı tabii. Demek ki artık böyle oturabiliyor ve önündeki tabağı devirmeden, orayı burayı dağıtmadan masada bize eşlik edebiliyordu.
Epeydir de elinde kaşık olunca onu güzelce tutup ağzına sanki bir şey yermiş gibi götürüyordu Duru.
Bunlar bir araya gelince, artık kendisini besleyebileceği zaman gelmiştir dedim kendi kendime. Dün akşam onun için daha önce Tchibo’dan aldığım kollu önlüğü giydirdim. Biraz sıkıldı falan ama sonra unuttu. Önüne de tabağın içine pırasa yemeğinin pirinç ve havuçlarından koyduk. Eline kaşığını verdik, kendisini de masaya dayadık.
Baktık güzel güzel kaşığını tabağa daldırıp pirinç, havuç ne varsa yiyor. Döküyor da tabii bu arada ama olsun. Çok hoşuma gitti bu durum, e duygulandım da tabii.
Sonra önüne köfteleri bölüp koyduk. Bu sefer çatal denemesi yaptık. Başaramadığı zaman ben yardım ettim. Onu da yedi. Tabii favorisi hâlâ salatalık ve makarna. Alıp alıp eliyle yedi onları da. Yoğurt biraz suluydu, onu yerken döktü biraz.
Tabii elleri falan yağ içinde kaldı. Görmezlikten geldim:) Kendisi yedikçe onun da hoşuna gitti. Biz onu takdir ettikçe daha da beğendi kendini:)
Sonlara doğru doydu tabii, sıkıldı da. Önlüğü falan çekiştirmeye başladı. Biraz da ben yedirdim. Sonra daha fazla zorlamadık onu.
Böylece Duru kendi kendine ilk kez yemek yemiş oldu, dönüm noktalarımızdan biri daha gerçekleşti.