Eve döndükten sonra yorgunluğum biraz daha artmıştı sanki ama durmak olmazdı…
Duru uyuyunca biz de Serhan’la alınacaklar listesindekileri almaya gittik.
Döndüğümüzde saat epeyce geç olmuştu.
Niyeyse üzerimde öylesine bir leyla hali vardı, sanki hepsi hemen olacakmış gibi geldi bana.
Hazırlıklara başladığımda saat 7 gibiydi sanırım.
Durumun vehametini o an anladım. Amanın dedim birden, panik havası esti, eteklerim zil çaldı…
Hamurları birbiri ardına hazırlamaya başladım. Önce çokoprens tarifiyle işe başladım. Bu arada ablamlar geldi. Dolma sarma ekibi tamamlanmış oldu böylece.
Allahım nasıl zor bir hamurdu bu, şekil verene kadar canım çıktı, ama sonuç iyiydi Allahtan.
Ondan sonra elmalı pastayı, sonra harfli kuru pastayı, ardından çörekotlu topları yaptım. Tatları güzel oldu.
Bu arada ablam ve Serhan bana amerikan, patates ve mantar salataları için malzeme doğradılar.
Kurabiye faslı bittiğinde uzun bir süre hamur ve tereyağı görmek istemediğime karar verdim:)
Mantarı haşlanırken bu arada amerikan salatasını yaptım.
Geriye patates salatası ve kısır kalmıştı. Bir de mayalı poğaça…
Serhan balonları şişirdi, Duru onlardan ev yaptı kendine. Uyumaya giderken bütün balonları da odasına götürdü.
İmalat bittikten sonra sıra salon süslemeye, tabak-çanak vs. çıkarmaya geldi.
Bir saatten sonra bende bilinç falan kalmamıştı zaten sadece ellerim işliyor ayaklarım da gitmek istediğim yere götürüyordu beni:)
Her şey bittiğinde ortalığı şöyle bir toplayıp fazlalıkları dolaplara sıkıştırıp saat 4’te yattım.
Yattığımda kafamın içi samandı, belim yoktu, ayaklarım ve ellerim ise kullanılmaktan 2 numara büyümüşlerdi:)