Duru ve Melis, nihayet…

Zamanın telaşından yoruldum. Yılbaşı geçti de Ocak da bitiyor diye… Ne yapıyorsun diye sorarsanız kocaman bir HİÇ olarak cevap verebilirim, günü tüketiyorum o kadar…

Bu kadar karamsar bir başlangıcı neden yaptığımı sorarsanız, yapmak istediğim bazı şeyleri ertelemek ve sonunda bazılarını hiç yapamamak da yoruyor insanı. Hafta sonu 2 gün hemen bitiyor ve yapmak istediğimi bir sürü şeye YETİŞEMİYORUM…

Bunlardan biri de Yazgül, Utku ve güzel kızları Melis’li bir buluşmayı 1 seneyi aşkın bir süredir gerçekleştiremememiz…

Nihayet Yazgül’le epey mailleştik, karar verdik, uyguladık ve geçen pazar kahvaltıda buluştuk.

Bebeler kocaman olmuş, biz görüştüğümüzde Duru 2,5, Melis 1,5 yaşlarındaydı herhalde. İkisi de laftan anlar, birbiriyle bir şeyler konuşur, oynar hale gelmişler. Aradaki ufak anlaşmazlık ve inatlaşmaları saymazsak iyi bile kaynaştılar diyebiliriz.

Boya kalemleri hızır gibi yetişti imdadımıza. En azından biraz olsun oturdular masada. Duru, gülen yüzünü orada da icra etti:)

10.30 gibi buluştuk, kalktığımızda saat 1’di. Keyifliydi, kızlar oynarken biz de bebelerden, sistemden, eğitim sisteminden, gelecekten konusup kâh içimizi kararttık, kâh paylaşımda bulunduk.

Daha sık buluşmalıyız bence… Umarım arayı da açmayız…

Sonrasında Palladium’a gidecekken Duru hanımın özel isteğiyle Göztepe Parkı’na gittik. Hava güneşliydi ama yine de soğuktu. Scooter’ini da almıştık Duru’nun. Orası kaymak için oldukça müsait. Bir de arkadaş edindi kendine, Duru’dan biraz büyük. Onun da scooter’i vardı. İkisi birlikte kaydılar, onları seyretmek çok eğlenceliydi.

Dönüşte Palladium’daki işimi hallettim. Oradan da eve… Duru’nun duşu, oyun, yemek derken pazar günü de bitti.

Duru’nun “anne yarın tatil mi” sorusuna, hayır diye yanıt vermek üzüyor beni, sağlık olsun ne yapalım…

 

Yorum Gönderin

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir